Ekonomik Krizde Enerji Politikaları ve 100 Günlük İcraat Programı

Ekonomik Krizde Enerji Politikaları ve  100 Günlük İcraat Programı

Enflasyondan işsizliğe, yoksullaşmadan, ekonomik durgunluğa kadar hayatlarımızı her alanda kâbusa çeviren kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunuyoruz.

2002 yılından beri süren ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) adıyla tek adam ve saray rejimine dönüşen AKP İktidarı ile enerji ithalatına bağımlı, rant odaklı, yüksek enerji yoğunluklu ekonomik faaliyetleri önceleyen, kamusal kaynakları talan etmeye dayalı ekonomi modeli bugün gelinen noktada ekonomik, sosyal ve çevresel yıkımı da beraberinde getirmiştir.

Elektrik ve doğalgazda Yüksek Planlama Kurulu`nun (YPK) 14 Şubat 2008 tarihli kararı kapsamında 10 yıldır uygulanan; 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz ve 1 Ekim tarihlerinden itibaren geçerli olmak üzere çeyrek dönemler halinde yapılan Maliyet Bazlı Fiyatlandırma terk edilerek birer ay arayla 1 Ağustos zammının ardından 1 Eylül itibarıyla zam yapılması CHS’nin çaresizliğinin ve ülkemiz açısından gelecek günlerin bugünden daha da zor olacağının bir göstergesidir.

Elektrikte 1 Ağustos’ta yapılan zamların 30 Eylül 2018’e kadar geçerli olması beklenirken,1 Eylülde yürürlüğe giren zamlı yeni tarifeye göre tüketici gruplarına uygulanan tarifelerin (vergi ve fonlar dahil olmak üzere), bir önceki döneme ve 2017 yılı 4. Çeyrek Dönemine göre yüzde artış oranları; Konutlarda kullanılan elektriğin fiyatlarını gösteren mesken tarifesinde bu artış oranı yaklaşık yüzde 33, sanayi, ticarethane ve tarımsal sulama abonelerine uygulanan tarifelerde ise bu oran yaklaşık yüzde 45 olmuştur.

Tüketici Grubu Bir Önceki Döneme (Ağustos Ayına) Göre (%) 2017 Yılı 4. Çeyreğine (Yılbaşına) Göre (%)
Mesken 9,0 33,0
Ticarethane 14,0 45,2
Sanayi (Alçak Gerilim) 14,1 44,6
Sanayi (Orta Gerilim) 14,1 45,5
Tarımsal Sulama 14,0 45,2

 

Mesken aboneleri için 100kWh elektrik tüketimi, son zamla faturaya yansıyan toplam tutar 54,79TL olmaktadır.

Tek zamanlı Mesken Tarifesi Tüketim
kWh
Birim Fiyat
1 Eylül 2018
Tüketim Fatura Tutarı – TL Faturadaki Oranı – %
Enerji Bedeli :
Çıplak Enerji Bedeli + Perakende Satış Hizmet Bedeli
100 0,302732 30,2732 % 53,2
Dağıtım Bedeli
İletim + Dağıtım + Kayıp-Kaçak
100 0,137387 13,7387 % 27,3
Vergi ve Fonlar (Enerji Bedeli Üzerinden; %2 TRT + %1Enerji Fonu + %5Belediye ve Toplamdan %18 KDV) 10,68 % 19,5
Toplam Fatura Bedeli 54,79 %100

 

Doğalgaza 2018 içinde yapılan zam oranları ise aşağıda listelenmiştir.

Tüketici Grubu Yıl İçi Artışlar (2018)   Toplam Artış (%)
Mesken 1 Ağustos % 9,1; Eylül % 9 18.83
Serbest Tüketici 1. Kademe Elektrik dışı 1 Ağustos % 9,1; Eylül % 9 18.83
Serbest Tüketici 1. Kademe Elektrik 1 Nisan % 9,7; 1 Ağustos % 49,5; 1 Eylül % 29,6 112,5
Serbest Tüketici 2. Kademe Elektrik dışı 1 Nisan % 9,7; 1 Ağustos % 14,1; Eylül % 14 42,6
Serbest Tüketici 2. Kademe Elektrik 1 Nisan % 9,7; 1 Ağustos % 49,5; 1 Eylül % 29,6 112,5

 

GAZBİR verilerine göre, Türkiye’de 2017’de bir hanenin yıllık ortalama gaz tüketimi 1.017 m3 olup, bu rakam Ankara için 1.099 m3’tür. Bireysel (kombi) ısıtmanın yaygın olduğu Ankara’da, bir konutun Eylül 2018 için geçerli olan KDV dahil 1,445 TL/m3 Başkent Gaz, gaz satış fiyatı üzerinden, yıllık doğal gaz faturası 1,445 TL/m3 x 1.099 m3= 1.588 TL’ye ulaşmaktadır. Aylık ortalama ise 132,33 TL olmaktadır.¹

Asgari yaşam standardında dört kişilik bir ailenin aylık 230 kWh tüketimi ile elektrik faturası da 126 TL’yi geçen bir konutun; aylık doğal gaz ve elektrik faturası 230 TL’ye varmaktadır. Bu tutar 1.603,12 TL olan asgari ücretin % 14’üdür.

Bu durum gözönüne alınarak yoksulluk sınırı içerisindeki ailelere ayda 200 kWh’a kadar elektrik ve yılda 1.000 m3’e kadar doğalgaz desteği verilmelidir.

Mesken elektrik abonelerinde kademeli tarifelere geçileceği basına yansımış durumdadır. Kademeli tarife alt sınırının 150 kWh olması ve çok düşük ücretlerle tarifelendirilmesi ile enerji verimlilik sınıfı yüksek elektrikli cihazların kullanımı özendirilmelidir.

Enerji girdileri ve ürünlerindeki yüksek vergiler düşürülmelidir. Elektrik enerjisi fiyatı içindeki faaliyet dışı unsur olan TRT payı kaldırılmalıdır.

Merkez Bankasının (TCMB) Ağustos Ayı Fiyat Gelişmleri Raporuna göre;  “Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 2,30 oranında artmış ve yıllık enflasyon 2,05 puan yükselerek yüzde 17,90 olmuştur. Enerji fiyatlarındaki güçlü artış eğiliminin Eylül ayında da devam etmesi beklenmektedir. Enflasyondaki artışın ana sürükleyicileri temel mal ve enerji fiyatları olmuştur” denilerek, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artışın başka birçok ürün ve hizmetin fiyat artışlarının da gerekçesi olacağı ve enflasyon oranının % 30’ları aşabileceğinin işareti verilmektedir.

Bugün Türkiye, birincil enerjide yüzde 75, elektrik enerjisinde ise son 18 yıl boyunca ortalama yüzde 55’ler düzeyinde, son altı ayda ise yüzde 50’nin üzerinde dışa bağımlıdır. (Elektrik Üretimindeki Yerli ve İthal Kaynak Katkısının Yıllara Göre Değişimi)

AKP iktidara geldiği yıldan bu haziran ayına kadar iktidar 580 milyar dolar cari açık yaptı. Bu açığın en büyük kalemi ise fosil yakıtlar oluşturdu. Türkiye 2002’den bu yana fosil yakıt tüccarlarına 584 milyar dolar kazandırdı.²

Elektirk üretiminde kaynaklar bazında ortalama %45 düzeyinde olan doğalgazın, son altı aylık ortalaması yüzde 29,2 olmasına rağmen, ithal kömürün son 16 yılda yüzde 2’den yüzde 20’nin üzerine çıktığı ve elektrik üretiminde ithal kaynak bağımlılığımızda köklü bir değişme olmadığı sadece ithal doğalgazın, ithal kömürle ikame edildiği görülüyor.

Enerjide dışa bağımlılığın doğal sonucu olarak; elektrik üretmenin maliyetini önemli ölçüde etkileyen petrol fiyatları, ithal kömür fiyatları, doğalgaz fiyatları, yağışlar veya kuraklık, döviz kurları gibi faktörlerin birim fiyatlara derhal yansıtılması, Son Kaynak Tedarik Tarifesi (SKTT) ile 1 Nisan 2018 tarihinde sadece yüksek tüketimli sanayi aboneleri için önceden öngörülemez hale gelen elektrik maliyetlerinin artık tüm abone grupları için söz konsu olacağı,  işletme şartları nedeniyle önceden kesin olarak hesaplanamayan elektrik maliyetlerinin büyük küçük tüm sanayiciler ve imalat sektörü için bir nevi kumar olacağı görülmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin 2017 yılı enerji ithalatı 2016 yılına göre yaklaşık yüzde 37 artarak 37 milyar 194 milyon 822 bin dolara, 2018 yılının ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 artarak 10 milyar doların üzerine çıkmış durumdadır. 2018 yılı enerji ithalatımızın yaklaşık 40 Milyar dolar olması bekleniyor.

CHS’nin 100 Günlük İcraat Programı

CHS’nin 100 Günlük İcraat Porgramı 3 Ağustos 2018 tarihinde açıklandı. Şu ana kadar 100 günlük sürenin yaklaşık üçte biri geride kaldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), CHS’nin 100 Günlük İcraat Programında  17 madde ile yer alıyor. Bu maddeler sırasıyla;

1 Doğal gaz erişim imkânı sunulan vatandaş sayısının 63 milyondan 66 milyona yükseltilmesi 2 Akdeniz’de 1 derin deniz ve 1 sığ deniz sondajına başlanması

3 Ülkemizin yer altı kaynakları potansiyelinin tespit edilerek ekonomiye kazandırılması.

4 Yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretim kurulu gücünün artırılması.

5 Madenlerimizin ülke sınırlarımız içinde işlenecek şekilde tesis kurulması kaydıyla kıymetli maden sahalarının ihale edilmesi.

6 Üretim yapılmayan kömür sahalarının özel sektör tarafından işletilmesinin sağlanması.

7 Denizlerde hidrokarbon aranması kapsamında; ikinci derin deniz sondaj gemisi alımı için sözleşme imzalanması

Ülkemizin elektrik enerjisi alanındaki ilk milli “Yüksek Gerilim Yüksek Güç Test Laboratuvarı”nın kurulması için sözleşme yapılması

Sürdürülebilir bir doğal gaz arz güvenliğinin sağlanması.

10 Madencilik işlemlerinin elektronik ortamda hızlı ve etkin şekilde yürütülmesi için e-­‐Maden uygulaması tamamlanma oranının %90’a çıkarılması

11 Borlu Temizlik Ürünü Tesisinin üretim kapasitesinin yıllık 30.000 ton’a çıkarılması

12 Yerli kömür kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması kapsamında; Eskişehir Alpu’da yaklaşık 1.000 MW kurulu gücünde termik santral kurulması için ihaleye çıkılması.

13 Yurt dışı maden arama ve işletme faaliyetlerinin hızlandırılması

14 Ülkemizin kaya gazı ve kömür kaynaklı metan gazı üretim potansiyelinin belirlenmesi

15 Ülkemizin doğal gaz ticaret merkezi olması hedefi kapsamında; EPİAŞ bünyesinde testleri yapılan doğal gaz ticaret platformunun sanal uygulamasının sonlandırılarak gerçek uygulamaya geçilmesi

16 Geçiş sürecinin temel aşamalarının 100 gün içinde tamamlanması

17 2019 – 2023 dönemine ilişkin Stratejik Plan çalışmalarının Kasım ayı sonunda tamamlanacak şekilde başlatılması.

(16 ve 17. Maddeler tüm bakanlıkların ortak maddeleri.)

 

100 Günlük İcraat Programında Enerji Verimliliği Yok!

Enerji verimliliğinin başlangıçtaki temel hedefleri enerji maliyetlerinin ekonomiye olan yükünün hafifletilmesi, enerjide arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılıktan kaynaklanan risklerin azaltılması olarak öne çıkmıştır. Günümüzde enerji verimliliği, düşük karbonlu ekonomiye geçiş, iklimin ve çevrenin korunması gibi uluslararası stratejik hedefleri tamamlayan, bunların yanısıra nüfus artışının derinleştirdiği istihdam sorunlarına da etkin ve olumlu etkileri olan bir faktördür.

En önemli temiz enerji seçeneği olan enerji verimliliği her ülkenin elindeki en önemli öz enerji kaynağı olarak; sağladığı önemli yararın sayısallaştırılarak anlaşılmasından sonra gittikçe önem kazanarak talebin karşılanmasında “gizli yakıt” tanımlanmasından “birinci yakıt” tanımlamasına evrilmiştir.

CHS’de parlamento içerisinden seçilen üyelerden oluşan bir hükümet yok, dolayısıyla hükümet programı da yoktur. Program olmadığı için bir bütçelendirme ve yatırım programı da yoktur. İzleme, denetleme, takip ve raporlama mekanizmaları ve yaptırımları tanımlanmamış, zamanlama planı ve sayısal hedefleri olmayan vaatler vardır.

CHS’nin 100 günlük icraat programında tüm bakanlıklar açısından 400 vaad önemli ve öncelikli olarak değerlendirilmiş durumda. Ancak ilk 400 önem ve öncelik arasında ne ETKB ne de diğer bakanlıkların hiç birinin hedefleri arasında  enerji verimliliği, enerjinin etkin kullanımı, enerji tasarrufu konularına rastlanmamıştır..

AKP iktidarları süresince bugüne kadar enerji ihtiyacını esas olarak yeni enerji arzıyla karşılamaya çalışan bir politika izlemiştir. İletim ve özellikle dağıtımdaki kayıplar ve nihai sektörlerde yer yer % 50’nin üzerine çıkabilen enerji tasarrufu imkânları göz ardı edilmiştir. Enerji ihtiyacını karşılamak üzere genelde ithal enerji kaynağı kullanılmış ve ithalata dayalı yüksek maliyetli yatırımlar yapılmış, diğer yandan enerji kayıpları devam ederek, enerjideki dışa bağımlılık Türkiye ekonomisi ve arz güvenliği için ciddi boyutlara ulaşmıştır.

Bu nedenle bundan sonra izlenmesi gereken politikanın esası; “öncelikle enerji verimliliği için yatırım yapılması, bu yatırımlarla sağlanan tasarrufların yanı sıra talebin yönetilmesi, mevcut tesislerin verimliliğinin arttırılması, elektrik dağıtım ve iletim şebekelerindeki teknik kayıpların azaltılması ve bütün bu uygulamalar yeterli olmaz ise, yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji üretim tesisi yatırımı” olmalıdır.

100 Günlük İcraat Programında Arz Tarafı Yönetimi Sorunlu

100 Günlük İcraat programıyla yapılacak en olumlu adım başta Akkuyu ve Sinop NGS projelerinin iptal edilmesi, yeni nükleer santral projelerine izin verilmemesi olmalıdır.

Kömüre dayalı yeni santral projelerini teşvik etme politikası son bulmalı, ithal kömür, yerli taş kömürü, linyit, asfaltit vb. her tür kömüre dayalı yeni santral projelerine izin verilmemelidir. 12. maddede bahsedilen yerli linyitle 1000 MW gücünde kurulacağı belirtilen Alpu Termik santral projesi iptal edilmelidir. Bu termik santralin ihalesi 4. kez ertelenerek yeni ihalenin tarihi 17 Ekim olarak açıklnamış durumdadır.

Üretim yapılmayan kömür sahalarının özel sektöre devri ile konrolsüz rödövans uygulamalarıyla, Soma-Ermenek benzeri facialara davetiye çıkarılmamalıdır.

Doğalgazda kapsama alanının geliştirilmesi, mevcut doğalgaz çevrim santrallaerinin bir kısmının devre dışı kalması ile mi sağlanacak veya mevcut boru hatlarında kapasite artırımına mı gidilecek belirtilmemiştir. Bu durum her halukarda doğalgazda dışarı bağımlılığın azalmadan devam edeceği anlamı taşımaktadır.

Yeraltı kaynakları potansiyelini 16 yılda tam olarak tespit edemeyen bir enerji yönetimi bunu 100 günde (ki üçte biri geride kaldı) nasıl başaracaktır. Ayrıca bu sahaların ekonomiye kazandırılması ifadesi açıkça mevcut sahaların havuz şiretlerine kontrolsüz ve sınırsızca, ÇED mevzuatı tümden işlevsizleştirilerek devredilmesi anlamı taşımaktadır. Zira ekonomik krizler, doğanın ve çevrenin talanı için yeni bir fırsat olarak değerlendirilmektedir.

Yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretiminde özellikle öz tüketime dayalı çatı GES uygulamalarında mevzuat kolaylaştırması ve sayısal bir hedef belirtilmemiş olması sektörün doğal gelişime bırakıldığı anamına gelmektedir.

Kıymetli maden sahalarının ihale edilmesi yine çevresel açıdan oldukça sorunludur. CHS ile oluşturulan kamu kurumlarından birinin Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü olduğu gözönüne alındığında, bu elementleri çıkarmak ve işlemek çok zor ve çevre felaketlerine davetiye çıkarılması anlamına gelmektedir.

Sonuç;

Tüm elektrik enerjisi sağlama politikalarının amacı ülkede yaşayanların elektrik ihtiyaçlarının temin edilmesidir. Ülkede yaşayan insanların hizmetine sunulan elektrik; yeterli, kesintisiz, kaliteli (yani gerilimi ve frekansı uygun), satın alınabilir fiyatlı ve çevreye uyumlu olmalıdır. Bu genel ilkeler dünyadaki birçok ülkede elektrik temininin temel ilkeleri olarak belirlenmiş olup 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda (EPK) hemen hemen aynı kelimelerle yer almaktadır.

Gerek ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamı ve bunu derinleştiren enerji ithalatına bağlı cari açığın düşürülmesi, gerekse halkın enerji ihtiyaçlarının 6446 sayılı EPK’nun amir hükümlerine göre karşılanması enerji yönetiminin önceliği olmalıdır.

 

1: Makina Mühendisleri Odası Basın Açıklması – 3 Eylül 2018

2: Önder Algedik – Enerji ve İklim Uzmanı; Krizi Hızlandırmak İçin kaç Dolar Yaktık? Gazete Duvar